Uğur Çakı’nın “Füzyon” Sergisi, doğduğu ve büyüdüğü Urla’da BE-Contemporary Art Gallery ev sahipliğinde düzenleniyor. Farklı materyaller kullanılarak aktarılan düşüncelerin çağdaş sanata yansımasının gözlemlenebileceği bu solo sergi 10 Temmuz – 16 Ağustos 2021 tarihleri arasında izleyiciye sunuluyor.
Uğur Çakı Kimdir?
Ressam bir anne ve mimar bir babadan Urla’da 1974 yılında dünyaya gelen Uğur Çakı, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde lisans eğitimine devam ettiği sırada çeşitli karma sergilerde yer almıştır. Urla’da biri Zeytinalan Köyü’nde diğeri ise Çeşmealtı’nda olmak üzere iki atölyesi bulunan Çakı’nın yerli ve yabancı koleksiyonda eserleri bulunmakla birlikte Fransız Güzel Sanatlar kurumu tarafından Paris Louvre Müzesi’nde eserleri sergilenmiştir.
”Kendimi ifade etme biçimi olarak sanatı seçmemin sebebi, anlatmak istediğim hikayelerim ve hayallerim için bir lisan olabileceğini keşfetmemle başladı.” 1
İlham kaynaklarını sanatçı bir aileden gelmesine bağlayan Çakı’nın doğadan beslendiğini görüyoruz. Farklı materyaller, renkler, kurgu ve biçim düşüncelerini özgürleştirmek adına ortaya çıkardığı eserlerinin mihenk taşları arasında yer alıyor. Salvador Dali etkilendiği sanatçılar listesinde en başta bulunmasına rağmen hemen hemen her malzemeyi “sanata” dönüştürme özelliği bakımından kendini Picasso’ya daha yakın hissettiğini belirtiyor. Çakı, sanatı “bayrak yarışına” benzetiyor, “köklerden esinlenilen fikirlerin özgün yorumlar katılarak bir adım öteye taşınması” olarak yorumladığına şahit oluyoruz.
”Bence sanatta tekrara düşmek en büyük esarettir ve sanatın kendi özüyle çelişir. Sanat özgürleşmek için yapılan bir şey.” 1
Urla’da gerçekleştirilen ilk solo sergisi olan “Füzyon” ise sanatçının farklı dönemlerde üretmiş olduğu heykelleri ve ready-made çalışmaları bir arada deneyimleme imkânı sunuyor. Büyük bir enerji birleşimi ile ortaya konduğu belli olan bu eserlerin farklı materyallerden oluşması sanatçının hayal gücünün derinliğini ve kullandığı tekniğin varyasyonlarını gözler önüne seriyor. Gerçeküstücülük kavramının şekillendiği bu sergide, dünden bugüne hayatın akışına da şahit oluyorsunuz.
Sergiyi gezerken bir yanınızda el bombaları diğer tarafınızda kanatlanmış tekerlekli sandalyeler size eşlik edecek. Zemindeki kuşları gördüğünüzde belki de sarsılacaksınız ve “dünyayı naylon torbalara” boğduğumuzu bir kez daha göreceksiniz. Taksiderminin hem göze hem de ruha hitap eden oldukça cezbedici bir örneği daha kapıdan girdiğinizde sizi karşılayacak, kuşların beyaz rengine dalmışken belki de “en son ne zaman gökyüzünde uçan bir kuş” izlediğinizi sorgulayacaksınız. Serginin en çarpıcı eserlerinden biri de “Devinim”. Bronz heykellerin hareketi simgelemesinin yanında omuriliğe benzer yapısıyla aslında “hayata tutunmayı ve dik durmayı” çağrıştırıyor.
Biraz geçmiş, biraz gelecek, biraz da direniş… Önemli olan “o anda kalmak ve sadece yaşamak mı” yoksa “geçmişi güncel ile sentezleyerek yepyeni bir oluşum yaratmak mı”… Bu soruları akıllara getiren ve sizi içsel bir “sorgulamaya” götüren bambaşka bir deneyim yaşamak istiyorsanız Uğur Çakı’nın Füzyon sergisini ziyaret etmenizi öneririm.
Kaynak
- Bahar Soyoğuz, “Uğur Çakı Röportajı”, Vourla Mag, 13.12.2020.
Bu yazımız ilginizi çektiyse ”Urla’da ‘Güzel Şeyler’ Kavramsal Sanat & Güzellik Sorunsalı” yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
Ayrıca ”Urla’da Gastronomi Adına Bir Adım Atıldı: Urla Gastronomi Rotası” yazımızı da buradan okuyabilirsiniz.