Lanetli mi Gizemli mi? Tutankhamun Sergisi İstanbul’da

Öyle bir kral düşünün ki genç yaşına rağmen tahta çıkmış ancak; sadece 9 yıl tahtta kalabilmiş ve daha 18 yaşında iken ölmüş. Çok büyük zaferlere imza atmasa da dünya onu tanıyor. Neden mi? Adeta bir efsane olan mezarı ve “laneti” yüzünden. 3000 sene önce yaşamış ve mezarının bulunduğu günden beri gizemiyle, hayatıyla, serveti ile dünyanın ilgisini çeken Tutankhamun’un mezarından çıkarılanlar, bulunmasının 100. yılına özel dünyanın pek çok yerinde sergileniyor. Tabii ki; replikalarıyla. Orijinal hali bile insanı şaşırtan ve büyüleyen bu sergiyi sizler için kaleme aldık. Tutankhamun sergisi adlı yazımızın ilginizi çok çekeceğini düşünüyoruz. Umarım herkes bu sergiyi görme fırsatına erişir.

Sergiye geçmeden önce dilerseniz, Tutankhamun kimmiş, neden bu derece önemliymiş okuyalım…

Tutankhamun Kimdir?

Mısır’ın en popüler firavunlarından olan Tutankhamun M.Ö 1342- M.Ö 1325 tarihleri arasında yaşamıştır. Mısır tarihinin 18. hanedanlığının sonunda M.Ö 1332- M.Ö 1323 aralığında tahtta kalmıştır. Asıl adı Tutankhamon olan Tutankhamun, Akhenaton ve annesi ise Mısır’da yıllar sonra tesadüfen bulunan ve “Genç Kadın” olarak anılan Akhenaton’un üvey kardeşidir, yani Tutankhamun, ensest bir ilişki sonucu dünyaya gelmiştir. Kendisi de yine ensest bir ilişki yaşamış ve üvey kız kardeşi olan Ankhesenamun ile evlenmiştir.

9 yaşında tahta çıkan Tutankhamun, ne tesadüftür ki; yaşadığı ömür kadar tahtta kalmış ve 18 yaşında hayata gözlerini yummuştur. 1.67 boyunda zayıf ve ince yapılı bir vücuda sahip olan Tutankhamun, kemik nekrozu, skolyoz ve ayağındaki deformasyonun yanı sıra, pek çok da sağlıksal problemle mücadele etmiştir. Ölümüne dair çok fazla iddia ortaya atılmış ancak; kesin bir sonuca varılamamıştır. Çok büyük başarılar elde edememiş olsa da; Tutankhamun’u bu kadar ünlü yapan, bunca yıla rağmen mumyalanmış bedeninin hiç zarar görmemesi ve Mısır’da mezarı yağmalanmayan tek firavun olmasıdır.

Mezarın Keşfi

Tutankhamun’un mezarı tesadüfen keşfedildi desek yanlış olmaz. 1922 senesinde bölgede kazı çalışması yapan İngiliz arkeolog Howard Carter, çalışanlara su taşıyan Mısırlı bir çocuğun su testisini yere bıraktığında düz bir zemine koyduğunu fark etmesiyle çalışmalarını o alana yoğunlaştırır ve dünya tarihine geçmek için adım adım ilerler. Çocuğun testiyi koyduğu taşın Tutankhamun’un zarar görmemesi için üstün gayret gösterilen mezarı olduğunun keşfi ile Carter çalışmaları hızlandırır.

Tutankhamun’un mezarı iki odadan ve bu odaya inen bir merdivenden oluşmaktadır. Ayrıca Tutankhamun’un mumyasının bulunduğu ek bir oda daha vardır. Mezara ulaşmak için önce aşılması gereken duvarlar vardır. Araştırmalara göre; Tutankhamun’un mezarına tam 150 bin ton taş dökülmüştür. Bunun nedeni, hem mezarın zarar görmemesi hem de içinde adeta bir serveti barındıran hazine odasındaki eşyaların çalınma riskini en aza indirmektir.

Mezara inen Carter, ilk odada Tutankhamun’un arabası ve onun kullandığı paha biçilmez som altından yapılan eserleri ile karşılaşır. Buranın bir çok firavunun mezarının bulunduğu Krallar Vadisi’nde olmasından yola çıkarak, buldukları yeni odanın duvarına vurarak bir boşluk ve bunun arkasında da bir mezar bulmayı başarır. Tutankhamun’un mezarını ilk gören kişi olan Carter, hayranlığını ve hayretini gizleyemez. Bir lahdin içinde som altından yapılan tabut mum ışığında bile parıl parıl parlar. Gördüğü manzara karşısında adeta şaşkına döner Carter. Tutankhamun’un mezarı 4 katmanlı bir sistemde korunmuştu: merkezde Tutankhamun’un tabut içinde mumyası ve her biri farklı anlam taşıyan lahitler.

Mezarın içinde tam 5398 adet eşya bulunmuştur. Tutankhamun’un yüz maskesi, arabaları, tahtları, şarapları, iç çamaşırları, mobilyaları gibi pek çok eşyasını sınıflandırmak Carter’ın tam 10 yılını almıştır. Mezardan çıkarılan belki de en ilginç eşyalardan biri de Tutankhamun’un göktaşından yapılan demir hançeriydi. Bunun yanı sıra iç organlarının konulduğu ve hepsinin üzerinde firavunun suretinin işlendiği kavanozlar, parfüm şişeleri, tanrıları sembolize eden figürler bulunmuştur. Toplamda 500 adet som altından yapılan figür çıkarılmıştır mezardan. Mezarın yanında bulunan ölü iki bebek tabutunun Tutankhamun ve karısının doğmamış çocukları olduğu varsayılmıştır. Mezarı koruyan lahitlerin her birinde Tutankhamun’un farklı bir özelliğini simgelenmiştir.

Tüm bu anlattıklarımızın dışında Tutankhamun’un mezarı, diğer firavunlarınkine göre oldukça gösterişsizdir. Bunun nedeni, Tutankhamun’un çok genç olduğu için ölmesinin beklenmemesi ve Tutankhamun’un ani ölümü nedeniyle yeni bir mezar yapmanın zaman alması diye tahmin edilmiştir. Bu yüzden Tutankhamun, soylu biri için hazırlanan mezara 70 gün süren mumyalama işlemi sonucunda defnedilmiştir. Son olarak, Tutankhamun’un gelenekselin aksine kalbinin de çıkarıldığının belirtelim.

Tutankhamun’un Laneti Gerçek mi?

Pek çoğumuz duymuştur çocuk firavun Tutankhamun’un mezarının lanetli olduğunu. Kimilerine göre efsane kimilerine göre ise rastlantı olamayacak kadar gelen peş peşe ve beklenmedik ölümlerden dolayı doğruluk payı vardır. Bunun nedeni de Tutankhamun’un mezarında bulunan yazılardan birinde “Mezara dokunanlara ölüm gelecektir” yazması olabilir. Bir başka yazıda da “Ölüm, firavunların huzurunu bozanı kanatlarıyla katledecektir” ve mezarda bulunan sandukanın önündeki lambada “Gizli odaya girilmesini önleyeceğim. Benim görevim ölüleri korumak” yazar.

Mezarın bulunmasından sonra gerçekleşen ölümlere bir göz atalım isterseniz. Bakalım gerçekten lanete siz de inanacak mısınız? Ölümlerin ilki, mezarın keşfini yapan arkeolog Carter’ın, uğur getirmesi için aldığı kanaryanın, kazılar devam ederken Mısır hükümdarlığı simgesi olan kobra yılanı tarafından kafeste olmasına rağmen yenmesiydi. Halkta “ölümün geleceğine” inancını uyandıran bu olay sonunda ölümler peş peşe gelmiştir. İngiliz arkeologa maddi açıdan destek olan ve mezarın açılmasında da bu desteği sonuna kadar sağlayan ve mezarın bulunması ile dünya çapında ün kazanan, edindiği bilgiler sayesinde de servetine servet katan Carnarvon Lordunun, mezarının bulunmasından 3 ay sonra aniden dişleri dökülür, ateşi yükselir, kan zehirlenmesi yaşar ve Nisan ayında ölür. İşin ilginç tarafından biri de, Lord’un hayatını kaybettiğinin bildirildiği sırada kaldığı otelin ışıkları titrer ve nedeni bilinmeyen bir arıza meydana gelir. Aynı dakikalarda Lord’un İngiltere’deki köpeği de titreyerek ölür.

Mezarı ziyaret eden pek çok arkeolog ve turist de ateşli bir hastalığa yakalanarak ölür. Ölümlerin nedenini araştıran Kahire Üniversitesi’nde görevli profesör, ölümlerin nedenlerinin mantar hastalığı olduğu sonucuna vardıktan kısa bir süre sonra arabasıyla düz yolda ilerlerken karşıdan gelen bir arabanın çarpması sonucu ölmüştür. Ölüm nedeni ise kazadan kısa bir süre önce solunum yetmezliği nedeniyle ölmesiydi! Diğer ilginç ölüm ise, Mısır Eski Eserler Bölümü Müdürü Mehrez’in ölümü idi. Tutankhamun’un laneti olmadığını ve bu ölümlerin tamamen tesadüf olduğunu söylemesinin üzerinden 4 hafta geçtikten sonra trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.

Bir başka örnek de Tutankhamun’un mezarından çıkarılan eserlerin Londra’daki müzeye taşınması esnasında firavunun maskesinin bulunduğu kutuya bilinmeyen bir nedenden dolayı sinirlenip vuran çalışanın o bacağı 2 sene sonra tuhaf bir kaza sonucu kırılmıştır. Ayrıca ekipte çalışan çok sayıda insan beklenmedik bir şekilde ölmüştür. Başka bir olay da “Kral Tutankhamun’un Laneti” adlı filmin çekimleri sırasında yaşandı. Malzemeleri taşıyan tahıl yüklü kamyonun bilinmeyen bir nedenden devrilmesi sonucu filmin başrol oyuncusunun bacağının 10 yerinden kırılmıştır. Pek çok oyuncu yapımda yer almayı reddetmiştir. Tüm bu anlattıklarımıza bakarak elbette ki; kesin bir şekilde bu ölümlerin nedeni Tutankhamun’un mezarında rahatsız edilmesi diyemeyiz. Neden olarak mezarda bulunan bakteri ve mantarların hastalığa ve sonucunda da ölüme neden olduğu tezleri de yapılan
araştırmalar sonucunda hiçbir zararı olmadığı sonucuna varılmasından dolayı onlara da dayandırılamaz. Kısaca, bu ölümler sır olarak kalmaya devam edecek gibi.

Gelelim Sergiye

Çocuk Kral’ın Hazineleri – Tutankhamun” adıyla ilk olarak İstanbul UNIQ Expo’da Ocak ayında ziyaretçilerine kapılarını açan sergi, Ekim ayından itibaren İstanbul Akvaryum Florya’da “Gizemli Firavun Tutankhamun’un Hazineleri Sergisi” olarak 3 ay boyunca meraklılarına kapısını açacak.

Gelelim Tutankhamun sergisi ziyaretinizde neler görebileceğinize… Öncelikle Tutankhamun sergisi içinde, mezardan çıkarılmış 400’den fazla eserin replikasını görebileceğinizi belirtelim. Sonrasında da bu serginin ziyaret edilmesi gerektiğinin ünlü tarihçi İlber Ortaylı’nın dile getirildiğini…

Sergi alanına girmeden önce bekleme alanı gibi bir yerde Tutankhamun’un hayatına ve mezarına dair 5 dakikalık bir slayt izliyorsunuz. Eğer Tutankhamun hakkında hiçbir bilginiz yoksa bile bu slayt size sergiyi gezerken ışık tutuyor. Sergi aslında 3 ana bölümden incelenebilir diyebiliriz. Girişte bazı kralların eşleri ve kendilerine dair heykeller, Tutankhamun’un anne ve babasının heykelleri bulunurken, ikinci ve kısmen daha az olan alanda kazıyı yapan ve mezarı keşfeden Carter’a ait eşyalar sergileniyor. Son bölümde ise, Tutankhamun’un mezarından çıkan at arabası, parfüm şişeleri, onu koruduğuna inanılan tanrılar, bastonları, sandıkları, öldükten sonra iç organlarının konulduğu kavanozlar, tahtları, eşi ile onun suretinin işlendiği sandalyeler, hazine odasında saklanan Tutankhamun’un yiyecekleri, kolyeler, broşlar ve daha bir çok eser sergileniyor.

Serginin en göze çarpan ve ilginizi çeken yeri neresi derseniz, kesinlikle savaş arabasının sergilendiği alanı sayabilirim. Araba o kadar büyük ve heybetli ki insan, bu büyüklükte bir şeyi nasıl oraya koydular diye düşünüyor. Diğer göze çarpan alansa, Tutankhamun’un tabutunun saklandığı lahitlerin sergilendiği alandı. 3 farklı boyuttaki lahdin üzerindeki simgelerin Tutankhamun’un farklı yeteneklerinin ve kişisel özelliklerine vurgu yapıldığını görüyorsunuz. Bir diğer alansa ve belki de dünya çapında Tutankhamun deyince herkesin gözünün önüne gelen o altından yapılmış maskenin sergilendiği alandı. Öldükten sonra Tutankhamun’un bedenini koruması için mezar odasının girişine koyulan iki iri yarı muhafızın, cam bir sandıkta sergilenen altın maskenin yanında durup adeta halen Tutankhamun’u koruyor gibi görünmesi de gerçekten görülmeye değer bir manzara. Son olarak da, video gösterisinin de olduğu, Tutankhamun’un tabutunun kaldırıldıktan sonraki mumyalanmış vücudunun gösterildiği bölüm ve burada firavuna ait taç ve sandığın sergilendiği alan da etkileyici bölümlerden biri.

Mumyası dışında orijinal eserlerin Kahire Mısır Müzesi’nde sergilenen parçaları yerinde görmek isteyenlerin çok şanslı olduğunu belirtmekle birlikte, bu fırsata sahip olmayanlar için sergiye gitmek isteyenler biletlerini online alabilirken, gişeden de bilet alma imkanınız var. Yani aklınıza ne zaman eserse o zaman gidip görebilirsiniz. Tabii ki çalışma saatleri içinde. Biz her ne kadar arabayla gitsek de her gün saat 10:00 – 20:00 aralığında ziyaret edebileceğiniz sergi için İstanbul Anadolu yakasından toplu taşıma ile gelmek isteyenle, Marmaray ile Florya-Yeşilköy durağında inip yürüme mesafesinde uzaklığında.

Tutankhamun sergisi mutlaka ziyaret edeceğiniz sergiler arasında olsun. İnanın ki gördükleriniz karşısında hayrete düşeceksiniz…

Not: Tutankhamun Sergisi her gun saat 10:00 – 20:00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir.

.

Yolculuk Temalı Filmler: En İyi 4 Film” adlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Sonbahar Mevsimini Hissettirecek 9 Film” adlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Henüz yorum yok

Bir yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BİZİ TAKİP EDİN