İzmir’e 40 km, Urla’ya 10 km. uzaklıkta, pek çok ilkte imzası olan Bademler Köyü, size bildiğiniz köy tanımını unutturacak ve orada yaşama isteği uyandıracak.
Urla, muhteşem doğası ve bereketli toprakları ile olduğu kadar gelenekseli ve moderni harmanlayan köyleri ile de ülkemizin çoğu köyünden ayrışıyor. Bunda doğanın sunduğu imkanların yanı sıra köy sakinlerinin de tarihine ve köyüne duyduğu saygının payı elbette ki çok fazla. İşte Bademler Köyü de tarihine, toprağına, doğasına, kültürüne saygı duyan ve yaşatan insanların olduğu bir köy.
Geçmişi 200 yıl öncesine kadar dayanan köy halkının çoğunluğu Tahtacı-Alevi-Türkmen. 19.yüzyılın başından beri burada göçebe bir hayat süren halk, ormanlardan odun keserek ve satarak geçimini sağlıyormuş. Daha sonra yerleşik düzene geçmişler ve etrafında badem ağaçlarının bol miktarda olduğu bir alana yerleşmişler. İşte köyün ismi, etraftaki badem ağaçlarından geliyor. Geçimini turunçgiller, zeytin ve yetiştirilip yurtiçi ve yurtdışına gönderilen çiçek üreticiliğinden sağlıyor köy.
Köyde Okuma Yazma Oranı Oldukça Yüksek
Bademler Köyü’nde yaşayanların neredeyse hepsi üniversite mezunu. Köyde herhangi bir cami veya cem evi yok. Farklı mezheplere sahip insanlar olmasına rağmen, laik ve modern bir anlayış benimsenmiş ve sosyal hayatta da bu uygulanmaya çalışılıyor.
‘‘En Temiz Köy’’
Bademler’de temiz çevre anlayışı da üst noktada. Öyle ki; geçmişte kapı önünü süpürmeyle gelen bu anlayış bugün artık her gün çöplerin toplanması ve plastik atıkların geri dönüşüme kazandırılmasına vardı. Bunun karşılığını da, 2012 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği “En Temiz Köy” unvanıyla almış.
Necati Cumalı’nın Ünlü Romanı ‘’Susuz Yaz’’ Burada Çekildi
Köy, konumu ve doğal güzellikleri ile dizi ve film sektörünün de dikkatini çekmiş. 1969 yılında köyde daha önce de yaşamış olan Necati Cumalı’nın romanından uyarlanan “Susuz Yaz” filmi çekilmiş, filmde köyün susuzluk sorununa vurgu yapılmış ve pek çok köy sakini de filmde figüran olarak rol almış. Aynı zamanda usta oyuncu Yıldız Kenter’in rol aldığı “Pembe Kadın” ve pek çok dizi de yine Bademler’de çekilmiş.
Geleneklerin Hala Devam Ettiği Köy
Bademler, Urla’nın aydın köylerinden ancak; bu size geçmişini unuttuğunu düşündürmesin. Hala pek çok gelenek devam ettiriliyor köyde. Derme-Devşirme geleneğinde, çeşitli kılıklara giren köy sakinleri mahalleleri dolaşarak her evden malzeme topluyor ve köy meydanında kazan kazan yemek yapılıp gelenlere ikram ediliyor Hıdırellez’de. Çorba, pilav, pişi… İnanılıyor ki; yapılan bu çorbadan içenler o yıl boyunca hasta olmayacak. Sünnet düğünlerinde türlü kılıklara giren kişilerin abartılı süslenmiş bir eşek ve keçi ile köyde dolaşması ve keçiyi kapmaya çalışanlara karşı ellerindeki kargılarla önlemesi üzerine kurulu eğlence amaçlı Keçi Kapma Geleneği veya her yıl 19 Ağustos’ta kutlanan tüm köy halkının işi gücü bırakıp Anzak Koyu’nda eğlendiği Deniz Bayramı da köyün süregelen geleneklerinden. Köyde yeni gelinlerin evlendikten sonra kayınvalideleri tarafından başlarının bağlanması ve kadının artık “eve kabulü” ve “sen artık bu evin kadınısın başın bağlı” anlamlarına gelen baş bağlama geleneği de uzun yıllardır devam ediyor.
Bademler Köyü insanları esprili ve neşeli insanlar. Köyde kişiler isimleri ile değil, lakapları ile tanınıyor. Mezar taşlarında kişilerin hayatını anlatan kısa sözler var. Bu gelenek de köyün kurulmasından itibaren süregeliyor ve köylüler mezarlıklarına çok önem veriyor, her daim temiz ve bakımlı olmasına özen gösteriyor.
Bademler Köyü klasik köy anlayışının ötesinde demiştik. Peki, neler var Bademler Köyü’nde sizi şaşırtacak?
1.Bademler Köy Tiyatrosu
1925 yılında Bademler’e atanan köy öğretmeni Mustafa Aranat’ın köy halkına oyunlar öğretip, tiyatroyu sevdirmesiyle başlayan hikaye 1969 yılında köylünün kendi imkanlarıyla kurduğu Bademler Köyü Köy Tiyatrosu ile taçlandırılıyor. Öyle ki; İzmir’de henüz bir tiyatro yokken, Bademler Köyü tiyatrosuna kavuşmuş ve Türkiye’nin ilk ve tek köy tiyatrosuna sahip olma unvanını almış.
Oyuncu kadrosunu köy halkının oluşturduğu tiyatro, yılda iki kez oyun oynuyor ve birini 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde köy meydanında izleyicisiyle buluşturuyor. Aynı zamanda Ankara Ekin Tiyatrosu’ndan Ferhan Şensoy’a kadar pek çok oyuncuya ve İzmir’den gelen oyunlara da ev sahipliği yapıyor. Devletten hiçbir maddi destek almayan tiyatro, nesiller boyu devam edecek bir kültüründe simgesi niteliğinde.
2.Musa Baran Çocuk Oyunları Müzesi
Yüz yılı aşkın yaşadım
Ulu konuklar ağırladım.
1981 de onarıldım.
Oyuncaklarla donatıldım.
Kapım her zaman açıktır.
Oyun bilenler gelsin.
Yüzü gülenler
Gerçeği görenler,
Canlar, erenler gelsin.
Çocuklar sizde gelin!
Gülün oynayın.
Ben Musa Hoca’nın eviyim.”
Girişinde bu dizelerin yer aldığı Musa Baran Çocuk Oyunları Müzesi, yine Türkiye’de bir köyde çocuk müzesi olması açısından ilk. 1990 yılında Arkeolog Musa Baran, annesinin vefatından sonra aile evini müzeye dönüştürme kararı vermiş. Köy meydanında yer alan müzede Baran’a ve ailesine ait eşyaları, kitapları, ev ve mutfak araçlarını görebilme fırsatını da yakalıyorsunuz. Müzede, geçmişten günümüze oyuncakların neler olduğu ve nasıl oynanacağı açıklamalı bir şekilde panolarda anlatılıyor. Musa Baran’ın araştırmaları sırasında topladığı oyuncak ve anlatımlarını da görebiliyorsunuz. Oyuncakların hepsi doğal malzemelerden yapılmış olup yaşanılan doğa koşulları ve yaşam bölgesine göre de oyuncağın ham maddesi değişiklik gösterebiliyor.
Artık oyuncakların yerini tabletlerin aldığı dönemlerdeyiz ve köyü ziyaret ettiğinizde mutlaka bu oyuncak müzesine uğramalı ve ilk oyuncağınızı, ilk oyun arkadaşınızı hatıralarınızda tazelemelisiniz.
3.Bademler Halk Kütüphanesi
Okuma yazma oranının çok yüksek olduğu bu köyde bir kütüphane olması sizi şaşırttı mı? İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi’nin bir şubesi yer alıyor köyde. 80 yıldır köyde olan bu kütüphanenin köyün okur-yazar sayısındaki etkisi yadsınamaz elbette ki. İçerisinde yer alan 3000 kitapla da köy halkının hizmetinde. Köyü ziyaret ettiğinizde bu küçük ama dopdolu kütüphaneyi de ziyaret etmeyi ihmal etmeyin!
4.Bademler Köy Pazarı
Bademler Köyü sakinleri çalışkan ve üretken. Urla’nın pek çok köyünde olduğu gibi burada da köy pazarı kültürü var. Her hafta Pazar günleri köy meydanında kurulan pazardan yaş sebze meyveden kuru gıdaya, kadınların evlerde yaptığı börek, baklavadan köyün başlıca geçim kaynaklarından olan zeytine kadar envai çeşit yiyeceği bulma fırsatınız var. Yeni tatlar denemek isteyenler içinse sadece bu köyde yiyebileceğiniz “godalak ekmeği”ni öneririm. Köy kadınlarının çocuklarını oyalamak için hamurun içine koydukları yumurtayı pişirmeye dayalı bu yiyecek hem çok doyurucu hem de Bademler Köyü için gelenekseli yaşatmak adına büyük önem arz ediyor.
Köyü hafta sonu ziyaret ederseniz çeşit çeşit otlar da bulabileceğiniz bu pazardan alacağınız ürünlerle Bademler Köyü ekonomisine destek verebilirsiniz.
5.Bademler Köyü Doğal Yaşam Alanı
Bademler Köyü, bir köy olmanın ötesinde ülkemizde pek çok da ilke imza atan bir köy. Bunlardan biri de 1962 yılında Mahmut Türkmenoğlu tarafından kurulan Bademler Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi. Tarımın sekteye uğradığı zamanlarda kurulan ve “Susuz Yaz” filmine de konu olan, susuzluktan kaynaklı tarımda verimin düştüğü dönemde bölgeyi ve köyü kalkındırma amacıyla kurulan bu kooperatif bugün artık Bademler Köyü Doğal Yaşam Alanı imzasıyla yeni bir proje sunuyor. Şehir hayatının karmaşasından kaçıp, kuş sesleri içinde gözünüzü yemyeşil bir doğaya açabileceğiniz küçük ve şirin bungalov evlerde bir süreliğine de olsa her şeyden uzaklaşıp kendinizi dinleyebileceğiniz bir alan burası. Bölgenin doğal yapısına zarar vermeden, doğa turizmini yaşayabileceğiniz Bademler Köyü Doğal Yaşam Alanı adeta cennetten bir köşe.
Yine Urla’da bulunan ve ”Sizi Çok Şaşırtacak Barbaros Köyü” yazımızı buradan okuyabilirsiniz.