Netflix’in son yapımlarından ‘‘I Care A Lot’’ filmi tüm olumsuz eleştirilere rağmen ilk 10’da uzun bir süreyi geride bıraktı. Genel izleyici yorumlarına baktığınızda filmin ağır eleştirilere maruz kaldığını ve yerden yere vurulduğunu görüyorsunuz. Film ‘vasi atama’ gibi orijinal bir fikirden yola çıkarak aslında güzel bir konuya temas ediyor ve yasal olarak mümkün olabilen ihtimaller üzerinden izleyiciye bir endişe sunuyor; yaşlılığınızın bir gününde kapı çalar ve tetkiklerinizi yaptırdığınız doktorun artık iyi olmadığınızı söylemesinden yola çıkarak, bir dizi işlemden sonra sizin dahil olmadığınız bir duruşmada hakim size bir vasi atar..! Öyle ki ebeveynlerinizin buna izin vermemesi bile bazen işe yaramaz. Ve kendinizi bir bakım evinde, mal varlığınızı ise bir yabancının kontrolünde bulursunuz. İşin kötü tarafı her şey kitabına uygundur.
Böyle bir varsayımdan yola çıkar film. Marla Grayson (Rosemund Pike) mahkeme tarafından atanan vasi olarak karşımıza çıkar. İş birliği kurduğu diğer kişiler, mahkemede ağlarına düşürmek istedikleri kişinin sağlık kontrollerini yapan ve beyanı esas kabul edilen bir doktor ile bakım evinden çok şık bir butik oteli andıran bakım evinin müdürüdür. Ve herkesin işleri yolunda gitmektedir. Ta ki esaslı bir Rus mafyasının sahte kimlikle yaşayan annesini keşfedip onu da zincirlerine eklemek isteyene kadar. Resmi kayıtlarda kimsesiz ve zengin görünümlü bu yeni avları baltayı taşa vurdukları noktadır.
Karakterlerin derinlikleri yoktur, senaryodaki eksiklikler ve kopukluklar oyuncuların harika performanslarına rağmen barizdir fakat film anlattığı konu itibari ile kesinlikle izlenmeye değer. Özellikle uzun zamandır böylesi özgün bir fikir üzerinden yola çıkılmış bir hikaye izlemediyseniz eğer bir takım eksiklikleri görmezden gelin ve bu filmi tarafsız izleyin.
Rosemund Pike ‘‘Gone Girl’’ filmi kadar olmasa da artık bu famme fatale rollerde ikonik karakterler yaratacağının altını çiziyor. ‘‘Pride and Prejudice’’ filmindeki rolünü ve masumiyetini hatırlayıp nereden nereye diyorsunuz. Rus mafya rolünde ise Peter Dinklage tam isabet bir karar, ‘‘Game of Thrones’’ dizisinden aşina olduğumuz zeki ve yönetici tavrını, mimiklerini tekrar görmek güzeldi.
Adil olmayan kararlar, sistemin buna izin vermesi, bir açık kollayan parazitlerin bu açıklara ışığa üşüşen sinekler gibi üşüşmesi, insan hayatıyla oynamanın ve insandaki alçaklığın bir seviyesinin olmaması gibi gerçeklere bir göz atıyorsunuz.
Kara mizah yanı zayıf olabilir, bir başyapıt da sayılmaz ama kesinlikle izlenmeye değer bir film. İyi oyunculukları, akıcı temposu, orijinal konusu ve ters köşe sonu ile güzel bir alternatif. Şimdiden iyi seyirler.
Daha fazla netflix içeriğine buradan ulaşabilirsiniz.