Pandemiyle birlikte defileler dijital mecralara taşındı; moda dünyasının dev oyuncuları koleksiyonlarını sunmak için yaratıcı yollar tercih etmeye başladı. Geçtiğimiz hafta içi tanıttığı koleksiyonuyla 2021/2022 Cruise sezonunun açılışını yapan Chanel, alışkın olduğumuz abartılı şovların yerine, sanal defilesini sade bir kısa film eşliğinde sundu.
Fransa’nın Güney’inde yer alan Les Baux-de-Provence’deki Carrières de Lumières’de gerçekleşen defile, sanatçı Jean Cocteau’ya bir övgü niteliğindeydi. Zira, ünlü artist, markanın yaratıcısı Gabrielle Chanel’in yakın dostuydu. Markanın şimdiki kreatif direktörü Virginie Viard, koleksiyonu yaratıp sunarken bu özel dostluktan ve özellikle sanatçının 1960 yılında çekilen filmi “Testament of Orpheus”tan ilham aldığını anlattı ve ekledi: “Cocteau filminin modernliğini yansıtan, rock’n’roll esintili bir tarz yaratmak istedim. Bolca püskül, deri, payet, boncuk kullandım; model Lola Nicon’un portresini bir rock yıldızı gibi taşıyan tişörtleri, tüvit takımlarla tamamladım. 60’ların modernliğine punk havasında bir gönderme yaptım.”
Viard 60’lı yılların modernliğine gönderme yaptığını özellikle vurgulasa ve koleksiyonda gerçekten rock’n’roll rüzgarları esse de, koleksiyonun 90’ların birçok imza parçasından da izler taşıdığını söylemeden geçmek olmaz. Koleksiyonda yer alan tank bluzlar, ince askılı elbiseler, grafik tişörtler, taşlı mini etekler ve choker’lar 90’lı yıllar deyince akla gelen parçalar arasında… Fashionista gibi dünyaca ünlü moda platformları ise Viard’ın bu parçaları Z jenerasyonunun ilgisini çekmek için koleksiyonuna eklediğini savunuyor. Zira, Z kuşağının en çok kullandığı sosyal medya platformlarından biri olan TikTok’ta 90’lar stilleri çok seviliyor ve benimseniyor. Markanın amacı gerçekten Z kuşağının ilgisini çekmekse, doğru bir strateji izlediğini söyleyebiliriz.
Şehirli kadının yansıtıldığı koleksiyonda ayrıca, Chanel’in imzası niteliğinde olan tüvit takımlar yine başrolde karşımıza çıkıyor; renk paletinde siyah ve beyazın hakimiyeti dikkat çekiyor. Son olarak dijital defileler her ne kadar herkes tarafından daha kolay ulaşılabilir olmasıyla yeni dünya için etkili bir çözüm olsa da, alışkın olduğumuz ön sırada oturan ünlü isimleri ve onların yaratıcı stillerini görmemek ise ‘nerede o eski defilelerin tadı’ dedirtiyor…