Tarihin İçinde Doğal Bir Kaynak: Gülbahçe Ilıcası

Türkiye, jeolojik yapısı nedeniyle volkanik arazi üzerinde kurulu olan bir ülkedir. Bu da, ülkemizin yer altı kaynakları ve madenler yönünden zengin olmasına neden olmuş olup, neticesinde ise ülkenin pek çok yerinde kaplıca, ılıca veya termale rastlayabiliriz.

Ilıca, yerden doğal olarak çıkan sıcak hamam anlamına gelmektedir. Şifalı su olarak da adlandırabileceğimiz ılıcaların, insanlık tarafından keşfi ise, Tevrat’a göre Mısırlılara kadar dayanmaktadır.  “Tıbbın Babası” olarak bilinen Hippokrates, ılıcaların önemini vurgulayan ve bu konuda ortaya yapıt koyan ilk kişidir. Romalılar da sıcak su kaynaklarına çok önem vermiş ve gittikleri her yerde bir ılıca yapmışlardır. Osmanlı zamanında da, sıcak su kaynakları doğal ve alternatif bir kaynak olarak pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır.

Geçmişten günümüze değin varlığını sürdüren ılıcalardan biri de Urla’da bulunan Gülbahçe Ilıcasıdır. Gülbahçe Köyü’nün güneyinde, Tatar Deresi’nin denize ulaştığı yerde bulunan ılıca, Roma Hamamı olarak da adlandırılmaktadır. Ancak ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi olmamakla beraber, yapı içinde Helenistik döneme ait kalıntılar bulabilirsiniz.

Ilıcanın suyu 17-22 derece olup, pek çok rahatsızlık içinde şifa kaynağı olma özelliğinde. Gülbahçe Ilıcası, etrafında hiçbir tesis olmayan, nadir ılıcalardan olması sebebiyle de, diğerlerinden ayrılmış durumda. Ilıcanın suyu, deri ve romatizmal hastalıkların tedavisinde alternatif olarak kullanılıyor.

Batı’da Avicenna adıyla tanınan polimerik erken tıbbın babası İbn-i Sina; ılıcaların önemini şu sözlerle vurgulamıştır: “Ağrıları keser. Sinirlere kuvvet verir ciltteki çıban ve yaraları iyi eder derideki lekeleri giderir mideyi gevşetir. Sıcak hamamda vücut yağ ile ovulursa mafsal ve sinir ağrılarına iyi gelir.”

Gülbahçe’de İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü arazinde yer alan bu ılıca, tarihi dokusu nedeniyle “Kleopatra Hamamı” olarak da bilinir. Eğer yolunuz Urla’ya düşerse, Helen Kraliçesi Kleopatra’nın adıyla anılan bu ılıcayı ziyaret etmeli, şifalı sularından faydalanmalısınız.

2 Comments
  1. Merak ettim istagramda denk geldim ilgimi çekti gidip şifalı kaplicada bir kaç saat kalmak isterim .dogal harika gozukuyor

  2. Merhaba, bazı yorumlarda çevrenin ve hatta tarihi binanın içinin bile çok kirletilmiş olduğunu okudum. Teknik enstitüsü arazisinde olduğu için acaba bakımından kendileri mi sorumlu? Değillerse, rica etsem sorumluları devreye sokup bu nadir güzelliği temizletebilirler mi? Biz Urla’ya yeni taşındık ve ziyaret etmeyi çok isterim, ancak bu derece ihmal edilmiş, cam kiriklarinin ayaklara batacak hale getirilmiş bir tarihi eserden kadar faydalanılabilinir ki?!! Üzgünüm. Teşekkürler.
    Tanya Erandonyan-Oldfield

Bir yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BİZİ TAKİP EDİN