Teruar Urla’dan Sokak Hayvanları İçin Besleyici Gıda Dönüşümü

Kendi mutfaklarından ve tedarikçilerinden gıda atıklarını toplayan Teruar Urla, bunları özel üretim kompost makineleriyle hayvan dostu kuru mama haline getiriyor. Hem de sıfır atıkla…

Fikrin Ortaya Çıkışı

Sokak hayvanlarıyla kurduğum bağ, kişisel hayatımda da çok derin bir yer tutuyor. Onların varlığına değer katmak için her zaman bir şeyler yapma isteğim oldu. Bu fikir yani mutfakta oluşan atıkları sokak hayvanlarına mama olarak dönüştürmek, uzun zamandır aklımızda olan bir şeydi. Dünyada benzer örneklerin varlığını biliyorduk ama asıl önemli olan bunu Teruar’ın ruhuna ve günlük işleyişine nasıl dahil edebileceğimizdi. Biz zaten sıfır atık prensibiyle çalışan bir mutfak kurduk.

Açıldığımız günden beri tadım menüsü sunduğumuz için atık miktarımız az olsa da sebzelerin kabukları, balık kılçıkları, yumurta kabukları gibi artıkların başka bir canlıya besin olabileceğini düşünmek bizim için her zaman çok kıymetliydi. Bu noktada yerli bir firma ve Türk mühendislerle iş birliği yaparak ihtiyacımıza özel bir kompost makinesi geliştirdik. Makinenin mama üretimine uygun tasarlanabilmesi bize büyük bir esneklik sağladı ve bu hayali somutlaştırdı.

Uygulama Süreci

Sistemin kurulmasıyla birlikte mutfakta atıklar iki farklı şekilde değerlendirilmeye başlandı; mama ve gübre… Lifli sebzeler, kök sebzeler, balık kılçıkları, yumurta kabukları ve etin kullanılmayan güvenli parçaları mama üretimi için ayrılıyor. Soğan, sarımsak, üzüm gibi zararlı olabilecek malzemeler ise gübreye yönlendiriliyor. Böylece her şey kendi doğru alanında, güvenli şekilde dönüşüyor. Mama üretimi mutfak işleyişinin doğal bir parçası haline geldi. Atıklar önce makinede homojen bir karışıma dönüşüyor, ardından pelet haline getirilerek hem uzun süre dayanabilecek hem de kolay taşınabilecek hale geliyor. Bu süreçte mutfak ekibi üretimi üstlenirken peletleme ve paketleme kısmını servis ekibi yapıyor. Kolektif bir iş birliğiyle herkesin sahiplendiği bir döngü ortaya çıkıyor.

Günlük Döngünün İçinde

Artık haftanın birkaç günü bu üretim rutin olarak yapılıyor. Mutfakta çalışan herkes hangi malzemenin nereye ayrılacağını biliyor, soğuk zincirle saklanan protein içerikleri doğru şekilde işleniyor. Mama çıktığında sıcak olduğu için bir süre daha kurutuluyor. Böylece daha uzun ömürlü ve güvenli hale geliyor. Bizim için en önemli kriter, tamamen katkısız ve doğal olması… Endüstriyel ürünler kadar uzun ömürlü olmasa da doğallığı ve güvenilirliği her şeyden önde geliyor. Bu süreç bizim için yemek pişirmekten farklı değil. Nasıl ki menümüzü büyük bir özen ve hijyenle hazırlıyorsak mama üretiminde de aynı titizliği gösteriyoruz. Çünkü bu yalnızca bir teknik dönüşüm değil başka bir canlının yaşamına dokunabilmek için gönülden üstlenilmiş bir sorumluluk.

Misafirlerle Paylaşmak

Ürettiğimiz mamaları her akşam misafirlerimize hediye ediyoruz. Çünkü bu döngünün ilk tanıkları onlar… Osman’ın önerisiyle başlayan bu uygulama, bizim için çok değerli bir alışkanlığa dönüştü. Osman, yemek sonu masaları tek tek ziyaret ederken mamaları misafirlerimize hediye ediyor. Böylece mamamız misafirlerin eliyle amacına ulaşıyor ve misafirlerimiz de bu döngünün bir parçası haline geliyor.

Bu fikre sevinen, gözleri dolan, özellikle teşekkür eden o kadar çok misafirimiz oldu ki… Her geçen gün daha fazla anlam kazanan bu tepkiler, bize ne kadar doğru bir şey yaptığımızı yeniden hatırlatıyor. İnsanların bu fikre dokunabilmesi, evlerine ya da arabalarına götürdükleri küçük bir paket mamanın sokaktaki bir canın karnını doyuracağını bilmek, tarifsiz bir mutluluk… Ürettiğimiz bu mamaları restoran girişinde de görünür bir yerde sergiliyoruz. Çünkü bu bizim için yalnızca bir ayrıntı değil gururla anlattığımız bir hikaye…

Sektöre Katkı ve Potansiyel

Bizim uygulamamız küçük ölçekte yürüttüğümüz bir dönüşüm. Ancak potansiyeli çok daha büyük… Daha fazla atık üreten büyük otellerin ve restoranların benzer sistemlerle mama üretmesi, çok daha fazla sokak hayvanına ulaşabilir. Doğru planlandığında yalnızca bireysel girişimler değil tüm bir sektör bu alanda sorumluluk alabilir. Hatta bu sistemler, barınaklara düzenli mama sağlayacak ölçekte bir güce dönüşebilir. Teruar’da kurduğumuz döngü, bizim sürdürülebilirlik anlayışımızın doğal bir parçası… Çünkü mesele yalnızca sıfır atık değil bu atığın başka bir canlının yaşamına fayda sağlayacak bir şekilde değerlendirilmesi… Bizim için değerli olan; yaptığımız işin çevreye, topluma ve canlılara dokunması. Diliyorum ki benzer girişimler çoğalsın. Yeme içme sektörü, sadece tüketim odaklı bir yapı olmak yerine, dönüştüren ve iyileştiren bir güç haline gelsin. Biz Teruar’da bunun mümkün olduğunu gösteren küçük bir örneğiz. Umarım bu örnek çoğalır ve daha fazla cana ulaşır.

No Comments Yet

Leave a Reply

Your email address will not be published.

BİZİ TAKİP EDİN