Be Contemporary Art Gallery “Adını Sen Koy” ile Video Sanatı Çalışmalarını İzleyicisiyle Buluşturuyor

Be Contemporary Art Gallery, SENKRON Eş Zamanlı Video Sergileri Projesi kapsamında 15-30 Nisan tarihleri arasında “Adını Sen Koy” ile Nancy Atakan, Gül Ilgaz ve Ayça Ceylan’ın video sanatı çalışmalarını izleyici ile buluşturuyor.

Türkiye genelinde sanat kurumlarının video sanatından örnekleri eş zamanlı olarak sergilediği, İstanbul Mixer ve Bilsart işbirliği ile düzenlenen SENKRON kapsamında Be Contemporary, “Adını Sen Koy” ile üç farklı nesilden sanatçının -Nancy Atakan, Gül Ilgaz, Ayça Ceylan- kadın kimliğine vurgu yapan çalışmalarından oluşan bir projeye imza attı.

“Adını Sen Koy” sergisi temeline kadını alan bir proje. Kadının toplumdaki yeri, yaşayışı, kadına olan bakış açısı, önyargılar, dışlanmışlığı, kadının iç dünyası, kadına dayatılan roller hakkında izleyici kendini sorguluyor. Toplumda kadına atfedilen kahve falı, nazar boncuğu, el işi, makyaj gibi unsurlarla da bir nevi kadına bakış açısının ne olduğunu göstermek amaçlanıyor. Sergi, kadının toplumdaki yerini sorgulamaya ve bulmaya sevk ederken, kadının bu süreçte aktif bir şekilde rol alması gerektiğini ve bir “sesinin” olması gerekliliğinin önemine de vurgu yapıyor.

 “Adını Sen Koy” sergisinde görebileceğiniz video çalışmaları şöyle;

Nancy Atakan “Atfedilen” (2016) :  Pi Artworks İstanbul işbirliğiyle davet edilen Nancy Atakan’ın bu video çalışmasında, fedakârlık işleniyor ve karanlıklar içinde çığlık atan iki kadını görüyorsunuz. Atfedilenin içine sıkışmış bu iki kadının aslında anlatmak istediği pek çok şey var ancak onların “sessizliği” ellerindeki kasnaklara “ emergency (acil durum)” yazarak aslında topluma verdikleri mesajda saklı.

Nancy Atakan ““I Am Not Who You Say I Am” (2009):  Bu video çalışmasında ise, sanatçının kendi ile yüzleşmesinin ve aslında bunca yıldır içinde yaşadığı hiçbir şeyin hatta kendi çocukluğunun bile kendisini tanımlamadığının farkına varması anlatılıyor. Kendi yansımasına bakan ve makyaj yaparken aynaya yapıştırılmış olan fotoğrafları reddederken, başkaları tarafından öğretilen kişi tasvirinin aslında kendi olmadığının ve “ kadının toplum tarafından biçilmiş rolüne” uymadığının gerçekliğine ulaşan sanatçıyı göreceksiniz videoda.

Gül Ilgaz  “Fal” (2011): Kadın figürlerinin, kahve fincanının içinde yer aldığı ve bu yolla kadının “okunduğu” video çalışmasında, bu figürlere Oruç Aruoba’nın metinlerinden derlenmiş bir anlatı eşlik ediyor:  “Yaşam, yazarı da, sahneye koyanı da, başoyuncusu da sen olan; ama senin yalnızca seyircisi olduğun bir oyundur. Ama bu, senin özgür olmadığın anlamına gelmez. Yaşamın, özgürlüğünün alanı olacak. Özgürlüğün, yaşamının farkına varman olacak.” Bazen kontrol sizin elinizde olmayabilir, sizden çok ötededir ama kontrolü ele geçirmek de sizin elinizdedir.

Gül Ilgaz “ Veda” (2020) : Bu video çalışmasında, sanatçı tavana asılı duran bir elbise figürü altında “kadın”ı işlemeye amaçlamıştır. Tavana asılı duran bu beyaz elbise kesilip yere düşerken adeta özgürleşir ve kurtulduğunu hisseder. Kadın da toplumun ona dayattığı roller ve beklentiler nedeniyle özgürleşemez ve kafesteki bir kuş misali yaşamını sürdürür.

Ayça Ceylan “ İçsel Bahçem (Pamuk)” (2021):  Performans sanatçısı ve Body in Perform’un kurucusu Ayça Ceylan’ın mekâna özgü performatif yerleştirmesi olan bu çalışma; kadın, doğa, ekofeminizm ve pamuk kavramlarını merkeze alıyor. Antalya İplik ve Dokuma Fabrikası’ndan yola çıkan bu video çalışmasında, izleyicilerin 10 dakikalık bir yol haritasından oluşan ses tasarımını, duvarlara giydirilen hikâyeleri ve pamuk çekirdeklerinden meydana gelen çember formu ile kendi içsel bahçelerine yolculuk etmelerine fırsat sunuluyor.

Şimdi gözlerinizi kapayın. Bir anlığına insan değil de bir bitki olduğunuzu düşünün. Güneşle buluşunca çiçeklerini açan, suya ve ışığa yönelen, sessiz alfabesi ile mucizevî bir iletişime sahip olan, zamanı gelince denge için ölümü kabullenen ve sonrasında yeniden doğan. Ne kadar da insansı hissiyatlar dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü sizin de ruhunuzun bir yerlerinde bildiği üzere tüm tanecikler birbiri ile etkileşim halindedir.” diyen sanatçı, seriye başka bitkilerle de devam edecek.

Ayça Ceyhan “Sen Benim Meleğimsin” (2018):  Bu performans belgeselinde, sanatçı nazar boncukları ve aynalar aracılığıyla içimizdeki kadının / erkeğin ne kadar uzağımızda olduğunu sorgulamamıza yardım ediyor. “Aslında Kimim? Ne İstiyorum?” sorularına cevaplar bulabileceğiniz içsel bir yolculuğa çıkarıyor sizi.

Henüz yorum yok

Bir yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BİZİ TAKİP EDİN