Kent yaşamının yoğunluğu, gürültüsü, stresi ve griliğinden kaçıp, dört duvar arasında rengarenk bir geçit yaratan iç mekan bitkileri, pandemi süreci ile birlikte insanların artık daha fazla yeşile ve toprağa yönelmesi nedeniyle pek çoğumuzun hayatına dahil oldu. Doğadan evimize taşıdığımız bir parça olan iç mekan bitkileri, kişinin iç dünyasının keşfine yardım ederek huzura kavuşmasını desteklerken, bu dönemde daha fazla zaman geçirmek zorunda olduğumuz evlerimizde, doğanın muhteşem ahengini de izleyebilme şansını sunuyor.
Şimdi, iç mekan bitkilerimize nasıl bakım yapmalıyız ona bakalım: İç mekan bitkileri bakımı için ilk söylemek istediğimiz şey, asla pes etmeyin! Kaktüsüyle, sukulentiyle, sarmaşığıyla, sarkıcısıyla bazen bakımları gerçekten zor olabilen iç mekan bitkilerimiz var. Yapmanız gereken şey, paniğe kapılıp bitkiyi kaybetme korkusuyla hareket etmek yerine, ilk önce bitkinizin ne istediğini anlamaya çalışmak. Dikkatli baktığınızda bitkinizin size bir şeyler anlatmak istediğini fark edebilirsiniz.
Unutmayın, her bitkinin ihtiyacı farklıdır. Bitkinizde bir sorun gözlemliyorsanız, kendinize sormanız gereken bazı sorular var demektir. Şimdi o soruları cevaplandıralım.
Bitkime ihtiyacı kadar su veriyor muyum?
Cevabınız “evet” ise bu soruyu es geçmek yerine, yeniden gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum. Eğer bitkinizi yeterince suladığınızı düşünüyorsanız fakat; bitkiniz size hala “cansız” gözüküyorsa dikkat! Çünkü; bitkilerinizi ihtiyacından fazla suluyor olabilirsiniz.
Fazla sulamadan ötürü, bitkinizin köklerinde çürüme başlamış olabilir ve toprağın altında kalan bu bölüm görünmediği için bunun farkında olmayabilirsiniz. Bu da bitkiyi gereğinden fazla sulamaya ve nihayetinde bitkinin çürümesine neden olur. Eğer bitkinizi düzenli suluyorsanız ve bitkiniz artık bu durumdan pek memnun görünmemeye başladıysa, sulama düzenini değiştirmeniz gerekiyor olabilir.
Yapraklar sönük ve açık yeşile hatta sarıya dönmeye başladıysa, bitkiniz olması gerekenden çok daha yavaş büyüyorsa, toprak sürekli ıslak ve çamur kıvamındaysa sorununuz, fazla sulamak olabilir. Şimdi yavaşça elinizdeki suyu yere bırakın! Çünkü; istemeden bitkinizi öldürüyorsunuz. Sulama zamanınızı değiştirip, bitkinizin kurumasına fırsat verin.
İlk adımı uyguladıysanız ve halen toprakta veya bitkinizde bir değişim yoksa hiç endişelenmeyin. Bu sefer kolları sıvayıp biraz daha meşakkatli bir işe girişeceğiz.
İç mekan bitkilerinde en sık karşılaştığımız sorunlardan biri olan çürüme, her bitkide farklı şekilde gözlemlenebilir. İlk olarak, bitkinin mevcut toprağından bir an önce kurtulup köklerini suyla temizleyip incelemelisiniz.
Köklerde siyaha doğru renk değişimi, yumuşama/koflaşma, sümüksü yapı ve hatta çürüme kokusu varsa, 1-0 öndesiniz demektir. Bozulan bu bölümleri dezenfekte edilmiş bir makas ile temizlemeli, varsa sararan yapraklardan kurtulmalı ve bitkinizi su geçirgenliği iyi olan bir toprakla, delikli saksıya dikmelisiniz. Dikimden sonra fazla abartmamak kaydıyla, can suyu vermeyi ve iyileşme sürecinde bitkiyi direkt güneş ışığı almayacak bir yere yerleştirmeyi unutmayın.
İç mekan bitkilerinde çürüme için kullanılabilen zirai ilaçlar olduğu gibi, kendinizin uygulayabileceği çok basit tariflerle de bitkinizin çürümesinin önüne geçebilirsiniz. 1 bardak su ile 1 bardak oksijenli suyu karıştırıp bitkinin sulamasını bir seferliğine bu karışımla yapabilir veya 1 tatlı kaşığı toz tarçını, 1 çay bardağı suda kaynatıp, soğuyunca bitkinizin toprağına uygulayabilirsiniz.
Çürümeyi engelleyebilecek bu tür reçeteleri uyguladıktan sonra bitkinizin gelişimini desteklemek için bir gelişim gübresi kullanabilirsiniz. Gübreyi son aşamada uygulamak oldukça önemli çünkü; sorunlu kökler gübre iletimini en başta gerçekleştiremeyecektir.
Bitkiniz varsa ve sulama düzenini karıştırıyorsanız, size tavsiyemiz mutlaka bir sulama takvimi oluşturmanız ve takvime göre bitkilerinizin sulamasını yapmanız olacaktır. Her bitkinin su ihtiyacı farklı olup, bu ihtiyaç bitkinin bulunduğu saksının büyüklüğü, toprağın yapısı, oda sıcaklığı vb. etmenlere göre değişiklik gösterebilir.
Son olarak; bitkilerinizi sulamayı sürekli olarak unutuyorsanız, sizler için de bir tavsiyemiz olacak: Bitkiniz susuzluktan adeta sürünüyor ve onu gördükçe üzülüyorsanız, işte bu sefer gönül rahatlığıyla bol bol sulama şansına sahipsiniz. Bitkinizi bolca suladıktan sonra, yere yan yatırarak susuzluktan düşen yaprakların daha hızlı açılmasını sağlayabilirsiniz. Bu konumda bitkiniz kendine gelmeye çabalarken, yer çekimi kuvvetiyle de baş etmek zorunda kalmayacak ve daha hızlı toparlanacaktır.
Evimizin, bahçemizin, balkonumuzun renkleri olan iç mekan bitkilerinin bakımı aslında düşünülenden daha kolay. Sadece biraz ilgi ve emek sonucunda, sizler de mis gibi kokan mum çiçekleri, gardenyalar yetiştirebilir, bulunduğunuz mekana doğayı taşıyarak iç huzuru yakalayabilirsiniz.
Çok bilimsel, doyurucu, bilgilendirici içerik.
Tebrikler.
Çok başarılı bir yazı olmuş, çoğu kişinin ihtiyacı olan bilgiler çok güzel ve anlaşılır bir biçimde kelimelere dönüşmüş 🌸🍀❤️