Baharın gelişiyle birlikte uyanışa geçen doğa, mahsullerini sizin için vermeye hazır! Evde daha fazla zaman geçirmemiz gereken bu dönemde, biraz emek ve sabır ile birlikte bu mahsullerin gözünüzün önünde büyüdüğünü ve oluştuğunu görmek epey heyecan verici olacak.
En kıymetli şeyimizin sağlığımız olduğu bugünlerde; yediğimiz meyve ve sebzelerin yetiştiği ortamda nasıl işlemler gördüğünü, genetik yapılarının nasıl değiştirildiğini, “organik” etiketi altında neler yediğimizi malesef bilmiyoruz. Peki ya en azından kimyasal işleme maruz bırakmayarak, daha sağlıklı olacağını bildiğimiz bir işe adım atsak? Hadi o zaman BALKON BAHÇIVANLIĞINA!
Balkonumuzda sebze ve meyve yetiştirebilmek için pek çok alternatif bulmak veya yapmak mümkün. İsterseniz dikey bahçe yöntemi ile balkon duvarlarınızı değerlendirebilir, isterseniz saksılarda yetiştirebilir veya bitki yatakları kurabilirsiniz.
Hem dar alanlarda yer tasarrufu sağlayıp hem de daha fazla ürün yetiştirmek isterseniz dikey bahçe yöntemi tam size göre! Maydanoz, kekik, nane, dereotu, taze soğan, marul, fesleğen, reyhan, hatta çilek yetiştirebileceğiniz bu düzenek için tahta raflar yerine keçeden cepler de kullanabilirsiniz. İyi bir torf karışımı (torf, perlit, cocopeat, solucan gübresi/doğal gübreler vb.), düzenli sulama ve iyi bir bakım ile bitkileriniz sizin için güzelce gelişecektir.
Şehir içinde bir balkonda bile olsa, bu güzel, taze filizler ile ziyafet çekmek isteyen bazı istenmeyen misafirler mutlaka gelecektir. Bir anda yaprakların üzerinde yaprak bitleri, tırtıllar veya ziyafet çeken başka türlü böcekler ile karşılaşıp, onlardan kurtulmak istemeniz oldukça normal bir durum. Sayıları az olan böceklerle elle toplama gibi mekanik bir yöntemle baş edebilirsiniz. Fakat istediğiniz gibi bir sonuç alamıyor veya sayıları başa çıkılamayacak kadar çok görünüyorsa daha önceki bitki bakım yazımda bahsettiğim sirke-su /oksijenli su-su karışımlarını veya satın alabileceğiniz tesbih ağacı yağını (neem oil) kullanabilirsiniz.
Tohumdan, fideden veya kestikten sonra köklendirme yaptığınız bitkilerin dikim raflarını/ceplerini, bitkilerinizin su ihtiyacını göz önünde bulundurarak yerleştirmeniz daha doğru olacaktır. Üst raflardaki drenaj deliklerinden fazla suyun alt rafa ineceğini ya da keçenin fazla suyu süzdüreceğini dikkate alarak sulama yapmanız gerektiğini unutmamalısınız!
Evde bulunan marul, soğan, patates, havuç, nane, kereviz gibi sebzeleri de kolayca köklendirebilir, bu sayede daha sürdürülebilir bir yaşama adım atabilirsiniz. Taze soğanın kök, havucun ve kerevizin tepe kısımlarını, marulun alt kısmını içinde en küçük filizi kalacak şekilde keserek suda köklendirebilirsiniz. Yumrulanmış patatesinizi toprağa dikerek yeni patatesler elde edebilirsiniz. Naneleri suya koyarak köklendirebilir, filizlenmiş kuru soğanınızı, bezelye ayıklarken kök vermiş tanelerini, ilkokuldaki gibi iki pamuğun arasına koyarak çimlendirdiğiniz fasulyenizi balkonunuza ekebilirsiniz!
Atalık tohum arıyorsanız Buğday Derneği’nin sayfasına göz atmanızı veya bulunduğunuz şehirde yerel tohum takas şenlikleri olup olmadığını araştırmanızı öneririm.
Tohum veya fideden üreteceğiniz domates, biber, salatalık, patlıcan, fasulye, bezelye gibi bitkiler uygun yetişme ortamı olarak daha büyük saksılar tercih eder. Domates seçtiğiniz türe göre sarılıcı olabilse de, salatalık, fasulye ve bezelye mutlaka sardırılmak ve desteklenmek isteyecektir. Bu bitkiler için daha geniş alanlara ihtiyaç olduğunu göz önünde bulundurmalısınız.
Ayrıca, sarılıcı bitkilerinizdeki uzayan filizleri, duvarınıza monte edeceğiniz hasır teller, kümes telleri veya ahşap çıtadan seperatörlere plastik (cırt) kelepçe veya esnek teller ile sabitleyerek, bitkinize ihtiyacı olan desteği sağlayabilirsiniz.
Şimdi gereken tek şey balkonunuzda kendi ürününüzü yetiştirmek için atacağınız o ilk adım. Ve unutmayın ki; PES ETMEK YOK! 🙂